Sağlığınız için de zeytinyağı

 

MÖ 4. yüzyılda yaşayan, modern tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, zeytinyağıyla ilgili altmışın üzerinde tıbbi kullanımdan bahseder. Dermatolojik hastalıklar, yara ve yanıklar, jinekolojik hastalıklar ve kulak iltihapları gibi harici kullanım alanlarının yanı sıra hazımsızlık ve diğer mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi iç hastalıklarında kusturucu olarak kullanımını anlatır. Antik tip geleneklerinde aromaterapinin önemli bir yeri vardı. Eski metinlerde hastaları sakinleştirmek veya iyileştirmek için bitkilerle demlenmiş sıcak zeytinyağı reçeteleri bulunur. MS 1. yüzyılda yaşayan Yaşlı Plinius özellikle daha olgunlaşmamış zeytinlerden elde edilmiş zeytinyağının şifa verici olarak kullanılmasını savunuyordu. Günümüzde erken hasat zeytinyağında antioksidan özelliği taşıyan polifenol miktarının en yüksek seviyede olduğunu biliyoruz.
Tabii ki sağlıkla ilgili konularda her zaman öncelikle doktorunuzun görüşünü almak, modern tıbbın yöntemlerine başvurmak en doğrusu. Zeytinyağının sağlığa faydaları konusunda ise, bu faydaların ölçülebilir olduğu, sayısal verilere dayanan çalışmaları dikkate almak gerekli.
Aşağıda bahsedeceğimiz araştırmalar en geniş kapsamlı ve modern tıbbın beslenme alışkanlıklarında zeytinyağına yer vermeyi tavsiye etmesinde en büyük etkiyi yaratmış olanlardır:
PREDIMED İspanya’da kalp hastalıkları üzerine 55-80 yaşları arası 7447 gönüllü denek ile 5 yıl boyunca yürütülen müdahaleli bir çalışmadır.
SUN projesi İspanya’da orta yaşlı, üniversite mezunu 20.000’in üzerinde gönüllü denek üzerinde yapılan ileriye dönük bir çalışmadır. Her iki yılda bir yapılan raporlamalarda ön bulgular, zeytinyağı tüketiminin tansiyon düşürücü etkisi olduğunu göstermiştir. Daha sonraki bulguların analizi Akdeniz diyetinin genel ölüm oranını azalttığını göstermiştir.
Üç Kent Araştırması (Three City Study) Fransa’nın Dijon, Montpellier ve Bordeaux şehirlerinde 1999-2012 yılları arasında yapılan ileriye dönük bir çalışmadır. Damar hastalıkları ile bunama arasındaki ilişkinin araştırıldığı bu çalışmada ortalama 65 yaşında 3644 erkek ve 5645 kadın denek yer almıştır. Özellikle zeytinyağı tüketimi ile inme arasındaki ilişki beş yıl süreyle ölçülmüştür.
EPICOR: İtalya’nın kuzeyindeki Torino ve Varese kentlerinden, ortasındaki Floransa’dan ve güneyindeki Napoli ve Ragusa’dan 35-74 yaşları arasında 30.000 kadar İtalyan kadının katıldığı bu araştırmada sekiz yıl süreyle zeytinyağıyla kalp damar hastalıkları arasındaki ilişkiye odaklanılmıştır.
EPIC-İspanya: İspanya’nın Asturias, Granada, San Sebastián, Murcia ve Navarra bölgelerinden % 38’i erkek olmak üzere toplam 40.000 kişinin katıldığı bu araştırmada on bir yıldır kalp damar hastalıkları incelenmektedir.
ABD’de 1972 yılında yapılan MrFIT (Multiple Risk Factor Intervention Trial) araştırmasına kalp damar hastalıkları riski yüksek 12.866 kişi katılmış. Müdahaleli bu araştırmada beslenme ve egzersizin koroner arter hastalığıyla ilişkisi incelenmiş. Beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kolesterolün ve tansiyonun düşürülmesine, davranış alışkanlıklarının değiştirilmesiyle sigara bıraktırılmasına çalışılmış. Ancak yedi yılın sonunda kontrol grubuyla müdahale edilen grup arasındaki sonuçlarda kayda değer bir fark görülmediği için araştırmaya son verilmiş. Fakat aynı çalışmanın verileri daha sonra yeniden analiz edildiğinde bulunan sonuçlar beslenme, egzersiz ve destek tedaviler gibi yaşam tarzı değişikliklerinin faydası konusunda yukarıda saydığımız diğer araştırmaları destekler nitelikte olmuş.
Hastalıkları önlemenin en iyi yolu sağlığı korumaktır. Sağlıklı yaşam denince de fazla kilolu ya da çok zayıf olmamak, iyi uyumak, düzenli egzersiz yapmak, sevgi dolu bir aile, güzel arkadaşlıklar, belki evcil hayvan(lar)la bezenmiş bir yaşam tarzı akla gelir. Peki, natürel sızma zeytinyağında sağlıklı ve uzun bir yaşam için işimize yarayacak maddeler nelerdir? Birkaç tanesinden burada bahsedelim, klinik ve laboratuvar çalışmalarından elde edilen kanıtları tartışalım.

Zeytinyağındaki sağlığın kaynağı

Zeytinyağının oluşturan trigliseritlerin içindeki yağ asitlerinin aşağı yukarı % 70’i oleik asittir. Tek bir çift bağı olan oleik aside tekli doymamış yağ asidi denir ve en sağlıklı yağ asididir.
Natürel sızma zeytinyağında trigliseritlerden sonra en önemli ikinci molekül grubu oksijen ve türevlerinin zararlı etkileriyle mücadele eden polifenollerdir. Oksijenle aramızda adeta bir aşk nefret ilişkisi vardır. Oksijen yoksa besinleri yakamayız, yakamazsak enerji alamayız. Ama olmaması gereken yerlere eriştiğinde müthiş zarara neden olur; protein, DNA, hücre zarı dinlemez, önüne geleni delik deşik eder. İnsanların çektiği ağır hastalıkların çoğunun ve hatta yaşlanmanın nedeni, oksijenin aşırı reaktif türlerinin verdiği zararların zaman içinde giderek artmasıdır.
Zeytinyağını sağlıklı kılan ikinci önemli faktör, içerisinde doğal olarak bulunan fenol ve polifenol formundaki antioksidan moleküllerdir. Antioksidan moleküller doğrudan meyveden yağa geçtikleri için sadece natürel sızma ve natürel birinci yağlarda bulunurlar. Rafinasyon sırasında kaybolurlar. Meyvenin çeşidi, ne zaman toplandığı, nerede yetiştiği, hangi şartlarda sıkıldığı; yağın nakliyesi, depolanması hatta market rafında ne şartlarda beklediği bile şişedeki fenolik madde miktarını etkiler.
Zeytinyağında enflamasyona karşı etkili madde ise oleokantal. Oleokantalın tedavi edici etkileri daha yeni yeni anlaşılmaya başlıyor. Enflamasyon denince ilk akla gelen artrit ve inmenin yanı sıra yeni araştırmaların bulgularına göre kanser ve bunamaya karşı da etkili. Zeytinyağını tattığınızda boğazınız yanıyorsa bu, oleokantalın varlığına işaret. Bazen öksürtecek hatta gözlerinizi yaşartacak kadar şiddetli bir histen bahsediyoruz.
1999 yılında Fransa’nın Lyon kentinde yapılan bir araştırmada, Akdeniz diyetiyle beslenenlerde kalp krizlerinin %75 oranında düştüğü bildirildi. Kısa bir süre sonra Amerikan Kalp Birliği bu araştırmanın bulgularını Amerikan toplumuyla paylaştı ve kalp hastalığı riski taşıyan kişilerin Akdeniz diyetiyle beslenmelerini önerdi. 2014 yılında Journal of American Heart Association’da 1957-2013 yılları arasında yapılan araştırmaların tümünün karşılaştırıldığı bir inceleme yayınlandı. Akdeniz diyetiyle beslenerek kalp damar hastalığı riskinin % 30 düşürülebildiği (PREDIMED), en fazla zeytinyağı tüketen grupta kalp damar hastalıkları nedeniyle ölümlerin % 40 azalması (SUN) gibi bulgular üzerine Amerikan Kalp Birliği özellikle kalp, diyabet, inme gibi hastalık riskleri taşıyan kişilere Akdeniz diyetini daha da güvenle önerdi.

Kaynak: Zeytinlikten Sofraya Zeytinyağının Hikâyesi, Richard Blatchly, Zeynep Delen Nircan ve Patricia O’Hara,  Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

:

İlginizi çekebilir